Öfkeyi Kazanca Çevirmenin Yolları

Sabah evden dışarı çıktığınız andan itibaren çevremizden akıp giden insanlara bir odaklanalım. Trafikte, kuyrukta, markette, iş yerinde tolerans eşiği oldukça düşmüş barut gibi insanlarla dolu her yer.  Herkesin bir haklılık çabası, her yüksek sesin bir var olma ve ciddiye alınma ihtiyacı var.

 

Son zamanlarda danışanlarım ile en çok gündemimizde olan konulardan biri öfke yönetimi. Öfke, aslında toplumumuzun bütününde var olan en yaygın duygulardan bir tanesi.Tamamen normal olan ve yaşamın doğasında yer alan sağlıklı bir duygu. Aynı zamanda kontrolü oldukça zor bir duygu. Çoğunlukla da beraberinde üzüntü, pişmanlık ve stres gibi faktörleri getiriyor.

 

Peki öfkeyi kazanca çevirmek ve sayısız olumsuz etkisinden kurtulmak nasıl mümkün olabilir?

 

Aslında çoğu zaman öfkenin bize adım adım yaklaştığını hatta sarıp sarmalamak üzere olduğunu biliriz ama inceldiği yerden kopsun diyerek kendimizi bu duygu seline teslim ederiz. Bu durum karşımızdaki kişi ile iletişimimize zarar vermekten başka bir işe yaramaz. “Kısa vadeli düşünme tarzını” tercih ettiğimiz için o anlık içgüdüsel tepkimize odaklanırız ve gelecekte bu öfkenin bize ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünmeden tüm bunlara katlanmaya başlarız. “Uzun vadeli düşünme tarzını” benimsemek öfkemizi yönetmemize en büyük destektir.

 

Zaman zaman da biz sakin sakin günümüzü geçirirken karşımıza bizimle tartışmak isteyen birileri çıkabilir. Aslında bu isteğin arka tarafında hep “güvensizlik” hissiyatı yer alır. İşte o zamanlarda karşı tarafın gevşemesini sağlamak ve olası tartışmaları uzaklaştırmak için “ego okşama” tekniği kullanılabilir. Öncelikle sözü bu kişinin başarılı olduğuna inandığı bir alana yönlendirip sonrasında bu alanla ilgili ona olumlu geri bildirimlerde bulunabilirsiniz. Böylece aşık atmak yerine sakinleşecek ve omuzlarını yere indirecektir. Keyifli bir sohbet de yanınıza kar kalacaktır.

 

İş hayatında toleransımız fazlasıyla düşer, hatta dokununca alev alacak kadar sinirli zamanlar sıklıkla yaşanabilir. Fakat bu toleranssızlık, haklıyken haksız duruma düşmemize ve ilişki ağımıza zarar vermemize sebep olabilir. İş hayatında öfkeyi avantaja çevirmek için atalarımızın öğüdüne sahip çıkmak lazım: Söz gümüşse sükût altındır. Öfkeli olduğunuzu fark ettiğiniz anlarda sessiz kalmaya çalışmak, hatta mümkünse toleransımızın düştüğü kişiye e-posta ya da telefon ile ulaşmaya çalışmamak durumu avantaja çevirmenin ilk adımıdır. Aksi taktirde sonrasında pişmanlık yaşanacak sözler ağızdan çıkabilir, geri dönüşü olmayan tepkiler verilebilir. Öfkeyi avantaja çevirebilmek için ilk adım sessiz kalmak, düşünmek ve sonrasında tepki vermektir.

 

Amerikalı yazar Ambrose Bierce’nin dediği gibi; Öfke, aklın alevini söndüren büyük bir rüzgardır. Sakin kaldığınız ve öfkenize berrak bir zihinle yaklaştığınız günler dilerim.

 

Sevgilerimle,

 

Gülşah Şişman

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir