Üniversite Sınavına Girecek Öğrencilerin Ailelerine Notlar

Yaşamımız boyunca çeşitli seçimler yaparız. Tüm hayatımızı etkileyecek en önemli seçimlerden birisi de şüphesiz "Meslek Seçimi"dir.  Meslek seçimi, bir kişinin  hayat kalitesini, dünya görüşünü, günlük yaşam biçimini ve alışkanlıklarını şekillendiren güçlü etkilere sahiptir. 

Mesleği sadece para kazanma aracı olarak düşünmemek lazım. Meslek, her şeyden önce yetenekleri farkına varma, kendini gerçekleştirme ve geliştirme yoludur.  Dolayısıyla motivasyon kaynağı para değil mutlulukla geçecek yıllar olmalıdır.


Üniversite sınavının gerçekleştiği şu son haftalarda  aileler ve öğrenciler hem stresli hem kaygılı. 2017 TUİK verilerine göre işsizliğin %12-13 gibi yüksek oranlarda seyrettiği ülkemizde ailelerimiz gençler için kaygılanmakta haksız da değiller. Fakat kaygı ile doğru kararlar alabilmek risklidir. Bir de söz konusu çocuğunuzun meslek seçimi ise bu risk defalarca düşünülmeye değerdir.

"Karar veremediğin bir an varsa içindeki dinginliğe dön" demiş ünlü filozof Lao Tzu. 

Şimdi tüm aileleri dinginliğe davet ediyorum ve notlarıma başlıyorum 

  Çocuğunuzun kendisini tanımasına olanak sağlayın.

Prof Dr Seligman ve Prof Dr Chris Peterson'ın araştırmalarına göre kendi yetkinliklerini ve potansiyelini farkına varan bireyler daha mutlu ve daha başarılı bir hayat sürüyorlar.  

Tüm ailelerin aslında varmak istedikleri nokta da bu değil mi? Çocuklarının başarılı, mutlu ve güvende bir yaşam sürmesi. Koçluk yaklaşımı ile ebeveyn çocuk ilişkisi geliştirebilmek bu noktada büyük önem taşıyor. Şu sorulara cevap arayarak çocuğunuzun kendini keşfetmesine yardımcı olabilirsiniz?

*Çocuğunuz hangi kişisel değerlere sahip ?

*Onları tatmin etmek için nelere ihtiyaç duyuyor?

*Motivasyonunu nasıl sağlıyor? Takdir ile mi, ödül ile mü, destek ile mi...?

 Kariyer hayallerini dile getirmesine ve projelendirmesine yardımcı olun.

"Puan hedefleyerek çalışan ve puanım gelsin düşünürüz" yaklaşımı ile üniversite sürecini yaşayan öğrenciler zaman zaman iyi dereceler elde etseler de bu avantajlarını doğru meslek seçimi ile taçlandıramayabiliyorlar. Prof. Dr. Fidan Korkut ve meslektaşları tarafından yapılan "Üniversite öğrencilerinin bölüm seçme nedenleri" isimli çalışmada üniversiteye giriş puanının seçtiği bölüme yetiyor olması kriteri %46,6 ile en üst sıralarda yer alıyor. Halbuki hayallerine göre meslek seçen ve hayallerini projelendiren gençler gelecekte mutluluğa ve başarıya bir arada ulaşabiliyorlar.

Onu koşulsuz severek destek olacağınızı paylaşmayı ihmal etmeyin.

Gençlerde kaygıya ve strese yol açan en büyük etmenlerden biri de aile bireylerinin başarısızlıklar karşısında göstereceği tutum olarak kayıtlara geçiyor. Ailelere bu noktada büyük iş düşüyor. Her genç bir cevher ve mücevhere dönüşmek için doğru zamanı bekliyor. Gençlere ebeveynleri olarak koşulsuz sevgi ve destek göstereceğimizi hissettirmek ve bunu göstermek bu süreçteki en büyük desteğimiz olacaktır.

Başkaları ile kıyas yapmayın.

Ne arkadaşı ne de kardeşi sizin çocuğunuz ile bir olamaz. Kıyas yaparak eleştirmek motivasyonu baltalayan hareketlerin başında gelir. 

Bir profesyonelden yardım almayı önceliklendirin.

Birlikte çalıştığım ailelerden "Ah bir şansım daha olsaydı, aslında ben .... olmak istiyordum" gibi cümleleri sık sık duyuyorum. Böylesine kritik bir seçim süreci ile çok sık karşılaşmıyoruz. Öyle bir süreç ki bundan sonraki hayatımızda kimlerle muhattap olacağımızı, nasıl bir ortamda vakit geçireceğimizi, ekonomik durumumuzu, ilgi alanlarımızı kısaca pek çok şeyi şekillendirebiliyor.  Okuldan, dershaneden ya da özel kurumlardan destek olarak çocuğunuzun davranış profillerine ve karakterine uygun meslekleri tanımasına olanak tanıyın.

Çocuklarımızı dünyaya getiren bireyler olarak onların mutluluğuna zemin oluşturmak en büyük görevlerimizden biridir.

Sevgiyle kalın,

Gülşah Şişman

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir